BODRUM
Bodrum Genel Bilgiler | Dil tercihi |
Coğrafi Konum
Muğla ili'nin batısında, kendi adını taşıyan yarımada üzerinde yer alan Bodrum kuzey, batı ve güneyden Ege Denizi ile çevrelenmiştir. Doğudan Milas ilçesi ile komşudur.
İklim
Bodrum Yarımadası, Ege ve Akdeniz iklimlerinin sentezinden oluşan bir iklim özelliğine sahiptir. Mikro klima alan özelliği gösterir. Yaz ayları sıcak ve kurak, kış ayları oldukça ılık ve yağışlıdır. Yaz aylarında neredeyse hiç nem bulunmaz. Kış aylarında ise nem oranı oldukça düşüktür.
Ulaşım
Dünyaca ünlü bir tatil beldesi olması dolayısıyla Bodrum, gelişmiş ulaşım olanaklarına sahiptir.
Hava yolu
Kentin hava ulaşımı Milas-Bodrum Havalimanı’ndan sağlanmaktadır. Kente uzaklığı 32 km'dir.
Kara yolu
Bodrum önemli bir karayolu kavşağında bulunmasa da karayoluyla ulaşım çok kolaydır. Başta İzmir olmak üzere Aydın, Denizli gibi komşu illere günün birçok saatinde; İstanbul, Ankara ve Antalya’ya sıklıkla; diğer birçok ilimize de belirli saatlerde otobüs seferleri vardır.
Deniz yolu
Bodrum'da üç büyük marina ve kruvaziyer yanaşma iskelesi mevcuttur.
Muğla ilçeler
Tarihçe
Dünyaca ünlü Bodrum Yarımadası; tarihi, kültür ve sanatı, doğal güzellikleri, iklimi, denizi ve muhteşem koyları, sabaha kadar süren eğlence hayatı, ziyaretçilerin her türlü ihtiyacına cevap veren nitelikli otelleri ile yurdumuzun, beklentilerinizi fazlasıyla karşılayacak cennet köşelerinden birisidir.
Milattan önceki çağlardan itibaren insanoğlunu kendine hayran bırakan bölge; Antik Çağ’dan günümüze Leleg, Karia, Pers, Dor, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi çeşitli kültür ve uygarlıkların izlerini barındırır.
Ünlü Tarihçi Homeros tarafından “Ebedi Mavilikler Cenneti” olarak adlandırılan Halikarnassos,Yunan ve Anadolu uygarlıklarının kesişme noktası olan topraklar üzerinde kurulmuştur. Çeşitli uygarlıklara ait arkeolojik buluntular yöre ve çevresinin yedi bin yıllık bir geçmişi olduğuna işaret etmektedir. Antik çağda Karya Bölgesinin en önemli liman kentlerinden olan Halikarnassos, tarihin babası olarak tanınan Herodotos ve tarihin ilk kadın amirali I.Artemisia gibi pek çok önemli kişiyi yetiştirmiştir.
İnsanoğlunun Bodrum’daki macerasının 3.000 yıla uzanan bir tarihi olduğu söylenir.Bodrum’lu Tarihçi Herodotos kentin MÖ 1.000 yıllarında Dorlar tarafından bugün kalenin bulunduğu yerde kurulduğunu yazıyor. O zamanlar burası bir adaymış.
Karyalılar, MÖ 6. yy.da Lidyalıların, ardından Perslerin egemenliğine girmiştir. Persler Anadolu’yu satraplıklara ayırmıştır. Karya Bölgesi Hekatomnos Sülalesi tarafından yönetilmiştir. Mausolos, Karya Satraplığı’nın başkentini Mylasa’dan Halikarnassos’a getirmiş ve şehri yeniden imar ettirmiştir. Halikarnassos en parlak devrini bu yıllarda yaşamıştır. Mausolos 24 yıl süren yönetimi sırasında Mausoleion olarak anılan ve dünyanın yedi harikasından biri olan mezar anıtını yaptırmaya başlamış, ölümünden sonra karısı ve aynı zamanda kız kardeşi olan II. Artemisia, anıtın yapımını sürdürmüştür.
MÖ 334’de Makedonya Kralı Büyük İskender, Anadolu’daki Pers egemenliği altındaki toprakları fethetmiştir. Şehir İskender tarafından yakılıp yıkıldıktan sonra kendini toparlayamamıştır. İskender’in ölümünden sonra bölge bir süre generalleri tarafından yönetilmiş, daha sonra Ptolemaioslar’ın ve Rodos’un egemenliğine girmiş, ancak Halikarnassos diğer kıyı şehirleri gibi bağımsızlığını korumuştur. MÖ 133’te Romalıların, Bergama Krallığı’nın mirasçısı olarak Anadolu’da, Asia Eyaleti’ni kurmalarıyla birlikte Karia’da bu eyalete dahil olur. Roma’nın ikiye bölünmesinden sonra (MS 324) ise Aphrodisias Metropolitliği’ne bağlı bir piskoposluk olur.
Şehir, XI. yüzyılın son çeyreğinde Türklerin eline geçmiş, XIII. yüzyılda Menteşe Beyliği topraklarına katılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos’u fethi ile birlikte Bodrum Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. I. Dünya Savaşı sonunda (11 Mayıs 1919) İtalyanlarca işgal edilmiş, Kurtuluş Savaşı’nda -05.07.1921- İtalyan işgali sona ermiştir.
Bodrum Kalesi & Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Bodrum Kalesi, 1406-1522 yılları arasında Saint Jean Şövalyeleri tarafından üç tarafı denizlerle çevrili kayalık bir yarımada üzerinde, iki liman arasında inşa edilmiştir. Kalenin yapımında, depremde yıkılmış olan dünyanın yedi harikasından biri Mausoleion’un taşlarını kullanmışlardır. Kalede, Fransız, İtalyan, İngiliz, Alman ve İspanyol (Yılanlı) kuleleri bulunmaktadır. Rodos adası 1522 yılında Türkler tarafından alındıktan sonra, şövalyeler Bodrum ve çevresini 5 Ocak 1523’de terk etmişlerdir. 1895’den itibaren hapishane olarak kullanılan Kale, Fransız ve İngilizlerin I. Dünya Savaşı sırasında 26-28 mayıs 1915’de bombalamaları ile yarı yıkık hale gelerek terk edilmiştir.
Günümüzde Bodrum Kalesi içinde, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi yer almaktadır. Ülkemizin tek, Dünya’nın ise en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biridir. 1995 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi yarışmasında “Özel Övgü” ödülünü almış olan müzede, sualtı kazı ve araştırmalarından gelen eserlerin yanı sıra Bodrum ve çevresindeki kazı ve araştırmalardan ele geçen eserler de sergilenmektedir. Amphoralar, hamam, MS VII. yüzyıl Doğu Roma Gemisi, camlar, MS XI. yüzyıl Serçe Limanı Cam Batığı, Yılanlı Kule, Sikke ve Mücevherat Salonu, Karyalı Prenses, İngiliz Kulesi, Tunç Çağ Batıkları, Zindan ve Komutan Kulesi Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi sergilerinin başlıcalarıdır.
Mausoleion
Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Mausoleion; antik kaynaklara göre en altta yüksek bir kaide (podyum), onun üzerinde 36 İon sütunlu tapınak şeklinde bölüm, onun üzerinde 24 basamaklı piramidal çatı ve en tepede de dört atın çektiği araba içinde Mausolos ve II. Artemisia’nın heykellerinin bulunduğu bölümlerden oluşmaktaydı. Anıtın yüksekliği yaklaşık 55 m idi. Mezar anıtı 1303’deki şiddetli depremle yıkılmıştır. Maussoleion’un bulunduğu alan, bugün müze olarak düzenlenmiştir. Birçok heykel ve rölyef 1856 yılında Arkeolog C. Newton tarafından British Museum’a götürülmüştür.
Antik Tiyatro
Halikarnassos’tan günümüze gelen önemli yapılardan biri de, Mausolos döneminde inşa edilen antik tiyatrodur. Anadolu’nun en eski tiyatrolarından biridir. Skene (sahne), Orkestra ve Kavea (Oturma Kademeleri) olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. 13.000 kişi kapasiteli tiyatronun oturma kademelerinden bazılarının üzerinde oturacak kişilerin isimlerinin yazılmış olması ilginçtir.
Zeki Müren Sanat Müzesi
Ünlü Türk Sanat Müziği Sanatçısı Zeki Müren’in Bodrum’da yaşadığı evi, ölümünden sonra düzenlenerek 08 Temmuz 2000 tarihinde Zeki Müren Sanat Müzesi adıyla ziyarete açılmıştır.
Zeki Müren Sanat Müzesi’nde; sanatçının özel eşyaları, sahne kostümleri, takıları, aldığı ödüller, fotoğrafları ve kendi yaptığı suluboya çalışmalarını yine kendi sesinden şarkıları eşliğinde gezip görebilirsiniz.
Bodrum Çevresi
Gümbet
Şehir merkezinden, dolmuşla 5 dakikalık mesafedeki ilk koy olan Gümbet, otel, bar ve lokantaların yoğun olarak bulunduğu, güneşin batmasıyla birlikte başlayan çeşitli animasyonların sabaha kadar sürdüğü en hareketli koylardandır.Yazın geç saatlere kadar dolmuşların olması nedeniyle Gümbet’e ulaşım da oldukça kolaydır.
Bitez
Bir sonraki koy olan Bitez, yarım ay biçiminde upuzun kumsala, sığ bir denize, denize sıfır otellere, kıyı boyunca yan yana dizili lokantalara sahip olması bakımından yerli ve yabancı turistlerin tercih ettiği koyların başında gelir. Karaya doğru gidildiğinde karşınıza çıkacak olan mandalina bahçeleri içindeki taş evler buradaki zenginliklerden sadece birkaçıdır. Bitez Koyu ile koydan sonra gelen, Bodrum merkeze 12 km uzaklıktaki Ortakent, rüzgara açık olması nedeniyle sörf yapmak için oldukça elverişlidir. Çeşitli konaklama seçeneklerinin bulunduğu koy, mavi bayraklı denizi ile yüzme ve su sporları için de oldukça elverişlidir.
ASPAT
Merkeze 14 km uzaklıktaki Bağla Koyu’nun yanındaki tepeyi aşarak ulaşılan Aspat’ta yer yer yıkılmış olsa da Aspat Kalesi’ni görmek mümkündür. Aspat’ta yaz aylarında düzenlenen Resim-Heykel Sempozyumu da sizi çağdaş sanat örnekleriyle buluşturacak sanat etkinliklerinden biridir.
Karaincir
Bir zamanlar incirin bolluğuyla tanınan Karaincir, ince kumlu 500 metrelik sahili ve poyraza kapalı konumuyla oldukça sakin bir koydur. Karaincir kumsalının arka tarafında sıralanan salaş balıkçı lokantalarını ziyaret etmek sizin için farklı bir deneyim olabilir.
Akyarlar
Bodrum merkezine 22 km uzaklıktaki Akyarlar(Kefaluka) Koyu ise, yarımadanın en güney ucu ve aynı zamanda 3 millik mesafe ile Kos Adası’na en yakın yeridir. Bugün önemli bir turizm merkezi olan Akyarlar esen rüzgar nedeniyle, sörfçüler için ideal bir koy olmanın yanı sıra sığ deniziyle çocuklar için de uygundur. Balıkçı lokantaları, Kemer köyü, 1931 yılında Fransızlar tarafından yapılmış Hüseyin Burnu Feneri ve kum hamamı da Akyarlar’daki ilgi çekici yerlerdendir.
Turgutreis
Turgutreis, yarımadanın Bodrum’dan sonraki en büyük yerleşimidir. Adını, ünlü Osmanlı kaptanı olarak Akdeniz’de pek çok yeri fethetme başarısı göstermiş olan büyük denizci Turgut Reis’ten almıştır. 2,5 km’lik kumsalı boyunca pek çok otel ve pansiyon bulunmaktadır.Buradaki D-MarinTurgutreis Marinası; liman, marina, sağlık, güvenlik ve genel hizmetlerin sağlandığı ve yatçılık aktivitelerinin buluştuğu bir merkez olmanın yanı sıra alışveriş merkezi, süpermarket, banka, spor salonu, iş merkezi ve kafeleri de bünyesinde toplamakta ve yatçılar için olduğu kadar ziyaretçiler için de keyifli bir ortam sunmaktadır. Ayrıca 5.000 m²lik spor, gezi ve gösteri alanına sahip Şevket Sabancı Parkı da marinanın yanında yer almaktadır.
Turgutreis’in 4 km güneyindeki Kadıkalesi’nin temelleri Helenistik Dönem’e aittir. Adını Osmanlı Dönemi’nde kalede yaşayan bir kadıdan aldığı söylenmektedir.
Gümüşlük
Antik Myndos kentinin üzerine kurulan Gümüşlük, Bodrum’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Küçük bir köy olma özelliğini hâlâ koruduğundan, ziyaretçilere huzurlu ve sevimli bir atmosfer sağlayan yörenin sahil boyunca yan yana sıralanmış balık lokantalarında her türlü deniz ürününü bulabilirsiniz.
Koyun ilerisindeki Tavşan Adası’na denizin içerisinden yürüyerek gidebilirsiniz. Buradan denize daldığınızda, kısmen sular altında kalmış Myndos kalıntılarını da görmeniz mümkündür. Mavi bayraklı deniziyle Gümüşlük bugün SİT alanıdır ve koruma altındadır.
Bodrum kadar eski ve zengin bir geçmişe sahip bölgenin beş bin yıl önce Lelegler tarafından kurulduğu, Antonius ve Kleopatra’nın Roma’ya yelken açtıklarında burada mola verdiği bilinmektedir. Gümüşlük, hem tarihi ve doğası, hem de balıkçılarıyla çok özel bir yarımadadır. Sahile inen yol boyunca yöreye özgü el işleri ve dokumalar, özgün takılar, süs ve çeşitli hediyelik eşya satan dükkanları görebilir; Çarşamba günleri kurulan pazarda alışveriş yapabilirsiniz. Ayrıca yarımadanın üzerindeki en eski yerleşim yerlerinden biri olan bu huzur dolu köyden Bodrum’a dönerken, yörede hâlâ çalışır durumda olan yel değirmenlerini de görebilirsiniz.
Yalıkavak
Kent merkezine 18 km uzaklıktaki Yalıkavak; yel değirmenleri, pazarı ve balıkçı lokantalarıyla ünlü turistik merkezlerden biridir. Burada dikkatinizi çekecek şey, tepeden yaklaşırken görülecek muhteşem manzara olacaktır. Dantel gibi işlenmiş kıyı şeridi ve enfes koylarıyla büyüleyici bir atmosfere sahip yarımada, doğal güzelliğinin yanı sıra gelişmiş turizm olanakları bakımından da çekim merkezidir.
Burada43yıldan beri kurulan ve yerli turistlerin olduğu kadar yabancıların da yoğun ilgisini çeken Yalıkavak Pazarı mutlaka gitmeniz gereken yerlerden birisidir. Her perşembe 12 dönümlük arazi üzerine kurulan pazarda; yörenin sebze ve meyveleri, şarküteri ürünleri, baharatlar, tatlılar, meyve kuruları, yöreye özgü çeşitli otlar, börekler, gözlemeler, renkli kumaşlar, deri, çanta, gümüş takı, testi ve güveç kaplarının yanı sıra dokuma örneklerini, perde, masa ve yatak örtüleri gibi ev tekstilinin özgün örneklerini de bulabilirsiniz. Çevre illerden gelen yaklaşık 1.200 esnafın tezgah açtığı pazara, Yunan adalarından gelen turistler de yoğun ilgisi göstermektedir.
Gündoğan
Eski adı, Rumca’da güneşin doğuşu anlamında, Farilya olan Gündoğan, Yalıkavak ile Göltürkbükü arasındaki yol üzerinde kayalık tepenin yamacında yer alır. Seçkin siteler, oteller ve tatil köyleri ile ünlü belde, Bodrum yarımadasının en uzun plajlarından birine sahiptir. Buradaki kaya manastırları, kilise, cami gibi yapılar bölgenin zengin tarihine işaret eder. Gündoğan rüzgar sörfü, sualtı balıkçılığı, sünger avcılığı, dalış ve sualtı fotoğrafçılığına da elverişlidir. Ayrıca, buradan kalkan tekne turlarına katılmak ve tekneyle 15 dakika uzaklıktaki Apostol Adası’na gitmek de farklı bir deneyim olacaktır. Adanın yeşil dokusu, etrafını saran ilginç görünümlü kayalıkları, yarım saatlik yürüyüşle ulaşılan tepede büyük ölçüde ayakta kalmış Bizans kilisesi, yapının duvarlarındaki freskler, sarnıç ve rahiplerin kullandığı yapıların kalıntıları ada gezinize renk katacaktır. Akşamı burada geçirmek isteyenler sahildeki balıkçı lokantalarına uğrayabilirler. Sarkıt ve dikitleriyle ilgi çeken ve içinde bölgedeki en eski yerleşme buluntuları ele geçen Peynir Çiçeği Mağarası’nda bulunan izler, yarımada tarihini 5.000 yıl geriye götürmektedir.
Göltürkbükü
Türkiye’nin St.Tropez’i olarak anılan Göltürkbükü ünlülerin olduğu kadar, yabancı turistlerin de yatlarıyla uğradıkları çok popüler bir yer haline gelmiştir. Havaalanına 45 km, Bodrum’a 14 km uzaklıkta olan Göltürkbükü gösterişli villaların, lüks yatların, seçkin otel ve restoranların, popüler gece kulüplerinin adresidir.
Merkeze 6 km uzaklıktaki Torba Koyu, adı gibi torba biçiminde içeri girinti yapan sakin ve sevimli bir koydur. Koyun bu yönü onu dalgasız ve rüzgara karşı korunaklı bir hale getirmektedir. Torba’da gezerken birbirinden sevimli tatil köyleri ve otellerin yanı sıra, Bodrum’un muhteşem taş evlerini de göreceksiniz.
Güvercinlik
Güvercinlik’te göl kadar sakin bir denize girebilir, günübirlik tekne gezilerine çıkabilirsiniz. Bodrum’dan yarımadanın aksi istikametine gittiğinizde , çam ormanlarının içinden geçerek uzun plajıyla Yalıçiftlik’e, buradan da 4 km ilerde tipik bir Ege köyü olan Çiftlikköy’e ulaşırsınız. Kargıcak Bükü karşısında ise Gökova turuna çıkan teknelerin uğrak yeri olan Orak Adası vardır. Gökova’nın tertemiz denizine girmek, mandalina ve zeytin ağaçlarının gölgesinde uzanmak ve enerji depolamak isterseniz Mazı’ya gitmeli ve İnceyalı sahilinde güneşin ve denizin tadını taptaze deniz ürünleri eşliğinde çıkarmalısınız. Buradaki köylüler halıcılıkla uğraşmakta olduğundan, halı meraklıları için halının dokuma süreçlerini seyretmek de eğlenceli olacaktır. Aşağı Mazı köyünden indiğiniz takdirde Hurma sahiline ulaşırsınız. Hurma sahilinin solundaki Ilgın, Sedef ve Kargılı koylarının dibinde soğuk ve tatlı bir su kaynağı vardır. Doğal SİT alanı olan bölgede yürüyüşe uygun patikalar da bulunmaktadır. Mazı yakınındaki Çökertme sahili de mavi yolculuk teknelerinin vazgeçilmez koylarındandır. Sahilde yatlara yönelik hizmet veren balık restoranlarında yemek yiyebilir, dönerken ünlü Milas halılarından alabilirsiniz.
Karaada
Bodrum’un karşısında ve 4 mil uzağındaki Karaada, günübirlik ve gecelemeli tekne turlarının uğrak yeridir. Adanın Bodrum tarafındaki mağaradan çıkan suyun ve çamurun çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiği, aynı zamanda Cleopatra’nın güzelliğinin de bu çamurdan ileri geldiği rivayet edilir. Burada çamur banyosu yapabilir, mağara içindeki termal suya girebilir sonra da kendinizi muhteşem denize bırakabilirsiniz. Bu muhteşem anlarınızı kameranızla ölümsüzleştirmeyi de unutmamalısınız.
Bodrum Yarımadası Antik Yerleşimleri
Halikarnassos’tan başka yarımadada çok sayıda antik kent daha vardır. Bu kentler sırasıyla Pedasa, Telmissos (Gürece), Termera ve Aspat Kalesi, Müsgebi (Ortakent), Eski ve Yeni Myndos, Uranion, Madnasa, Sibda(Side), Syangela, Theangela’dır.
Bunların büyük bölümü Leleg yerleşimleridir. Halikarnassos Kralı 2. Mausolos döneminde bu yerleşimlerin altısının halkı Halikarnassos’a göçe zorlanmış, Eski Myndos ve Syangela ise farklı yerlerde Helenistik düzende yeniden kurulmuştur. Böylelikle dağınık ve güçsüz kentçikler yerine güçlü ve mamur bir Halikarnassos yaratılması sağlanmıştır.
Halikarnassos
Şimdiki kalenin bulunduğu yarımada üstünde Zephyria adında küçük bir kentin yerinde gelişmiştir. Troezenli Poseidon oğlu Anthes tarafından kurulmuştur. Aioller, İyonlar ve ardından güney Ege kıyılarına gelen Dorlar yörede altı kent ile birlik oluşturmuşlardı.
Halikarnassos’un büyümesi Karya satrapı Mausolos döneminde olmuştur. Liman kentlerinin getirdiği olanakları bilen Mausolos, surlarla çevirttiği kenti Helen geleneklerine göre oluşturdu. Roma Çağı’nda uzun süredir hiç deprem yüzü görmemiş olmakla övünen Halikarnassos, tarihçi Herodotos’un doğum yeridir.
Pedasa
Telmissos
Bodrum - Turgutreis yolu üzerinde Ortakent’i geçtikten 3 km sonra, Gümüşlük sapağından 2 km önce Gürece köyündedir ve kalıntıların bulunduğu tepe anayolun kuzeyine düşer. Tepede Helenistik Dönem burç kalıntıları izlenir. Tarihçi Heredotos, Telmissos’ta Apollon Tapınağı’nın bulunduğunu, tapınağın bilicilikte oldukça ünlü olduğunu anlatır. Tapınaktan bugüne iz kalmamıştır.
Müsgebi
Ortakent’te bir Leleg yerleşimidir. Bu yerleşimin nekropolisinde yapılan kazılarda, MÖ 15-13. yüzyıla tarihlenen Miken çanak çömlekleri bulunmuştur.
Aspat Kalesi & Termera Antik Yerleşimi
Aspat Kalesi, Akyarlar Aspat koyuna bakan konik tepenin doruklarında; Termera antik yerleşimi ise 2 km yukarıda Mandra Köyü’nün 1 km üzerindeki Asarlık Tepe’dedir. Aspat - Mandra köyü arasında yol yoktur. Yürümek gerekir. Ama Mandra Köyü’ne, Telmissos’un bulunduğu Gürece Köyü’nden başlayan yolu izleyerek araçla ulaşılabilir.
Termera kenti de diğer Leleg kentleri gibidir ve bugüne ulaşan kalıntı yok denecek kadar azdır. Doruktaki iç kale tümüyle yıkılmış, alttaki surların bir bölümü ise ayaktadır.
Eski ve Yeni Myndos
Eski Myndos'da bir Leleg kentidir. Kadıkalesi’nden 1 km içeride, Bozdağ denen tepenin üzerindedir. Tepeye yol yoktur ve yürüyüş yaklaşık 1 saat sürer. Tepede kentin surlarının ve kare planlı bir yapının kalıntılarını bulacaksınız. Doruktan bugünkü Gümüşlük kentini ve yarımadanın büyük bölümünü içine alan manzara son derece etkileyicidir. Eski Myndos halkı, 2. Mausolos döneminde Yeni Myndos’a yerleştirilmiştir.
Yeni Myndos Gümüşlük köyü ile iç içedir. Kent Mausolos döneminden sonra pek imar görmemiş, Roma Dönemi’nde ise neredeyse unutulmuş olduğu için, bugüne ulaşan kalıntılar diğer yarımada kentlerinde olduğu gibi yok denecek kadar azdır. Kenti çevreleyen sur kalıntıları, Gümüşlük karşısındaki adacıkta da izlenir. Turgut Reis’ten çıkıpda Gümüşlük kavşağına ulaşıldığında ve kavşaktan Gümüşlük’e doğru 1 km ilerlendiğinde yolun 50 metre kadar uzağında kaya mezarları göze çarpar.
Uranion
Yalıkavak’ın 3 km güneybatısında Geriş Köyü’nün üstündeki iki tepede, adı Uranion olduğu sanılan Leleg yerleşiminin kalıntıları vardır. Kıyıdaki tepenin üzerinde anıt mezar (Mausoleion) kalıntıları, sur ve burç kalıntıları, diğer tepede ise sur kalıntıları izlenebilir.
Madnasa& Sibda
Türkbükü ve Gölköy’e hakim tepelerden birinde Madnasa (Kökpınar Tepesi), diğerinde iseSibda/Side (Karadağ)yerleşimleri bulunur. Her iki yerleşimden de bugüne ulaşan kalıntılar ise akropolis’teki sur ve burç kalıntıları ile etrafa dağılmış keramik çanak çömlek parçacıklarıdır.
Sibda için Yukarı Gölköy yolundan çıkıp, Belen Köyü’ne araçla gelmek gerekiyor. Belen’den başlayan yürüyüş 40 dakika sonra kilise ve kale kalıntılarına ulaştırıyor önce. Sonra bir 40 dakika daha yürüyerek Sibda kalıntılarının bulunduğu Karadağ zirvesine çıkılıyor. Kalıntılardan ziyade yarımadanın bu bölümünü ayaklar altına seren manzara çok güzel.
Syangela
Yarımadanın Gökova Körfezi tarafında, Çiftlik Köyü’ne bağlı Alazeytin Mahallesi’nin üzerindeki tepenin doruğunda, Syangela antik kenti kalıntıları bulunur. Mahallenin bitiminden kalıntıların bulunduğu tepeye zeytinlikler arasından geçen 20 dakikalık yürüyüşle çıkılır. Bugüne ulaşan kalıntılar surlar, evler ve diğer yapılardır. Tepeden Gökova Körfezi ve Orak Adası görülür.
Thaengela
2. Mausolos’un Syangela halkını yerleştirmek için kurdurduğu Thaengela ise Mumcular-Bodrum yolu üzerindeki Pınarlıbelen Köyü civarında, Etrim Köyü’nün 1,5 km üzerindeki tepededir. Köyden tepeye olan patika yol oldukça diktir ve yürüyüş zaman alır. Köyden rehber almakta yarar vardır. Tepedeki kalıntılar arkeolojiye ilgisi olanlar için bu kadar zahmete değer düzeyde değerlendirilebilir. Ama spor olsun isterseniz, hava sıcak değilse ve zamanınız da varsa böyle bir keşif ilgi çekici olabilir. Kentten bugüne ulaşan kalıntılar arasında diğer Leleg kentlerinde olduğu gibi burç ve sur kalıntıları ön plandadır. Helen uygarlığının izlerini de taşıyan kentte ayrıca Stadion benzeri bir yapı, anıt mezarlar, kamu yapıları ve evler, kuyu ve sarnıçlardan kalıntılar bulacaksınız.
Bodrum Guletleri
Bodrum, tarihten bugüne denizcilikte hep ön sıralarda olmuş. Belki bu nedenle, Türkiye’nin tek önemli su altı ve batık müzesi Bodrum’da, kalede yer alıyor. Müzenin en önemli parçası ise bir batık ahşap tekne. Batık bir ticaret gemisine ait. Temsili maket, batığın yüküne de yer vermiş.
Bu topraklar, ünlü kaptanlar yetiştirmiş. Karyandalı (Gündoğan) kaptan Skylax, tarihçi Heredot’a göre Pers donanmasına uzun yıllar kaptanlık etmiş. Yunanlılara karşı nice zaferler kazanmış. Akdenizle yetinmemiş Hint okyanusuna kadar ulaşmış. Akdeniz ve diğer denizler üzerine notları diğer denizcilere ışık tutmuş. Bu notlarla "Skylax’ın Sınırları" adı altında dünyada bilinen ilk navigasyon kitabı oluşturulmuş. Büyük İskender bu notlar ışığında yönetmiş donanmasını.
Sonra Turgut Reis çıkmış. Bodrum’un Karatoprak köyünde(bugünkü Turgutreis) çobanlıktan Osmanlı donanmasının kaptanlığına kadar yükselmiş.
Yarımadanın hemen her koyu, Bodrumlu ustaların el emeği göz nuru ahşap tekne yapım yeri olarak tersanelere ev sahipliği yapmış. Bu yerler arasında İçmeler, Çiftlik, Tavşan Burnu, Gündoğan, hâttâ Gümüşlük ve Yalıkavak sayılabilir. Bir bölümünde, örneğin İçmeler’de tersaneler bugün de faaliyette.
Bodrum’un ilk sahiplerinden Karyalıların tirhandil teknelerinden evrilerek bugüne gelen guletler, bugün hem Türkiye ve hem de Dünya denizlerinde boy gösteriyor.
Guletler önceleri balık ve sünger avcılığında kullanılıyordu. Korsan gemilerine karşı hızlı, manevra yeteneklerinin üstün olması nedeniyle Antiller’de de boy gösterdiler. Gulet tipi tekneler seyir yaptıkları denizlere göre de farklılaştı. Karadeniz’de daha çok yük taşımacılığında kullanılmak üzere küpeşteleri yükseltildi. Bodrum guletleri sünger ve balık avcılığında kullanıldığı için küpeşteleri suya yakındı.
Ekonomi değişti, turizm ön plana çıktı, Dünya’nın en güzel koylarında dünyanın en güzel ahşap tekneleri turist taşımaya başladı. Turizm geliştikçe guletler de gelişti, boyları büyüdü. Konforları arttı. Her kamaraya banyo tuvalet kondu. Klimalı, minibarlı, geniş yataklı kamaralar yapıldı.
Mavi Yolculuk
Eskinin guletleri yerine, bugün Bodrum yapımı tekneleri dilerseniz kaptanlı ve mürettebatlı, dilerseniz kaptansız olarak kiralayabilirsiniz. Çam ormanları ile denizin buluştuğu koylarda, en taze balıkları yiyerek, en yakın yıldızları görerek ve en berrak sularda yüzerek mavi yolculuğun keyfini sürebilirsiniz. Yolculuğun klasik güzergâhı; Bodrum, Karaada, Pabuç Burnu, Kargıcak Bükü, Orak Adası, Alakışla Bükü, Çökertme, Ören(Keramos), Akbük, Gökova, Sedir Adası, Karacasöğüt, Değirmen Bükü, Kargılı Koyu, Tuzla Koyu, Yedi Adalar, İngiliz Limanı, Gökçeler Bükü, Küçük Çatı, Büyük Çatı, Körmen Limanı ve Knidos’dur.
Buradaki dalış noktaları ise Büyük Bongo, Küçük Bongo, Kargı Adası, Köçek Adası, Karaada Kaçakçı Koyu, Karaada Delikli Mağara, Karaada Aksona Burnu, Yassıkaya Adası, Orak Ada Burnu’dur.
Bodrum'da Dalış Noktaları
- Büyük Bango
- Küçük Bango
- Kargı Adası
- Köçek Adası
- Karaada-Kaçakçı Koyu
- Karaada-Delikli Mağara
- Karaada-Aksona Burnu
- Orak Ada-Burun
Deve Güreşleri
Ege Bölgesi’nde yaygın olan Deve Güreşleri Bodrum ve köylerinde kış mevsiminde bir şölen havası eşliğinde gerçekleştirilmektedir. Geleneksel yapısını korumakta olan bu etkinliğin, ülkemizde iki yüzyıl kadar önce Aydın ilimizde yapıldığı tarih kitaplarından izlenmektedir. Güreşlerin kış aylarına rastlamasının nedeni, güreşe konu olan erkek develerin (Tülü) kızmaya başladığı aralık ile mart ayları arası dönemidir.